Sinema Board
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


        Sinema BoardHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : 01.01.70
Mesaj Sayınız : 0

 
Kayıt OlKayıt Ol  AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yapGiriş yap  

 

 Mete Horozoğlu Röportajı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin

Admin


Kayıt tarihi : 20/10/09
Mesaj Sayısı : 46

Mete Horozoğlu Röportajı Empty
MesajKonu: Mete Horozoğlu Röportajı   Mete Horozoğlu Röportajı Empty22.10.09 5:57

Mete Horozoğlu Röportajı 9085072


Vatan için can vermek bana hiç uzak gelmiyor



Mete Horozoğlu adı, geçtiğimiz hafta vizyona giren Nefes filminde canlandırdığı Mete Yüzbaşı karakteri sayesinde bir anda gündeme oturdu. Vizyona girdiği ilk üç günde 300 bini aşkın izleyiciyi salona çeken filmin başarısı Horozoğlu’na göre hiç de tesadüf değil: Biz filmde gerçek bir kesit sunduk. Başarının sırrı bu.



İşte Sinem VURAL'ın ses getirecek o röportajı
Öncelikle filmin konusundan biraz bahseder misiniz?
- Film 1993 yılında, Türkiye’nin doğu bölgesindeki bir komando
timinin yaşadıklarını konu alıyor. Bu birlik, baskın yapılacağı haberi
üzerine röle istasyonunu korumakla görevlendiriliyor. İstasyona
yürüyerek giderlerken, yolda pusuya düşüyorlar.

Filmin yazılı bir senaryosu var mıydı?
- Yok gibi bir şey. Üç tane balya halinde senaryo vardı ama biz
elimizde senaryo ile oynamadık. Senaryo, yönetmen tarafından iki kez
özümsendi, yeniden yazıldı. Senarist arkadaşımyız artık delirmek
üzereydi.

Doğaçlama mı oynadınız?
- Bazı sahneler doğaçlama çıktı. Örneğin içtima sahnemiz o an karar
verdiğimiz bir sahnedir. Replikler de birçok sahnede bu şekilde aktı.
Mesela “Ben burada ne söyleyeceğim” dediğim zaman “Yüzbaşı sensin”
dediler. Öyle çekildi film.

ÇEKİMDEN ÖNCE AYLARCA ASKERLİK EĞİTİMİ ALDIK
Öncesinde sağlam bir eğitim sürecinden geçmişsiniz...
- 3 Ekim 2006’da bizleri otobüslere bindirdiler. Daha sonradan
İstanbul-Halkalı olduğunu öğrendiğimiz bir yere götürdüler. Bizim için
büyük bir koğuş hazırlanmıştı. 45-50 kişiydik. Sivilleri teslim edip
kamuflajlarımızı aldık orada.

Başınızda kim vardı?
- Filmin çıkış noktası olan “Güneydoğu’dan Öyküler” kitabının yazarı
Hakan Evrensel 10 gün kadar teğmen olarak bizimleydi. Ondan sonra
eğitim astsubayı, yeni emekli bir komando geldi. Yakın dövüş ve su altı
savunma gibi birçok alanda komando eğitimi verdi. Ciddi bir
psikolojiyle “Bakmam ben sizin oyunculuğunuza... Sizi eğitmemi
söylediler, eğiteceğim” dedi. Baktık hepimiz bir araya gelsek
dövemeyiz, çaresiz dediklerini yaptık! Tuvalet temizliği, nöbet
saatleri, yemek yapımı, sabah içtiması, öğlen içtiması, öğlen eğitimi
diye devam etti hazırlıklar...

Ne kadar sürdü bu?

- 2-2,5 ay sürdü nereden baksanız. Eğitim bitince de Kaç-Gönbe tepesinde çalışmalara başladık.

DÖRT AY DİYE BAŞLADIK İKİ YILDA TAMAMLADIK
Siz henüz askerliğinizi yapmamışsınız. “Nasıl altından kalkarım bu rolün?” dediniz mi hiç?

- Sadece bu rol için değil tüm roller için “Oynayamayacağım galiba” dediğim olur. Ama kabul etmezsem oyunculuğu bırakmam lazım.

Çekimler iki yıl sürmüş. Ara vermediniz mi hiç?
- Ara verdiğimiz zamanlar oldu, ben BKM ile “Kalpsiz Adam”ı çektim o arada...

Çekimlerin bu kadar uzun süreceğini biliyor muydunuz?- Çekimlere dört ay diye başladık.
Yönetmen dahil kimse ne zaman biteceğini bilmiyordu. Okuyanlar,
kayıtlarını dondurmak zorunda kaldı. Askerlik yapması gerekenler, tecil
ettirmek zorunda kaldı. Sosyal hayatlarında değişiklik olanlar oldu. Bu
sürede evliliği, arkadaşlıkları bitenler vardı aramızda.

Filmin vizyon tarihi çok enteresan bir döneme denk
geldi. PKK’lılar geliyor, açılım tartışılıyor... Bu zamana önceden mi
karar verilmişti?

- Film çıkma zamanını kendi belirliyormuş. Biz geçen yıl vizyona girmesini bekliyorduk mesela...

Bu konuda daha önce hiç film çekilmemişti... Siz ilksiniz...

- Bu konular riskli... PKK’nın dağa çıkmasının üzerinden 20 yıl
geçmiş ama bu konuda ne dizi, ne film ne de tiyatro oyunu var. Orada
sürekli bir kan kaybı oluyor, kimsenin “Benim başka sorunlarım var”
diyerek görmezden geleceği bir konu değil bu.

Filmin tepki çekeceğini düşündünüz mü?

- Biz gerçek bir meseleyi anlattık. Olumsuz tepki gösterecek insan, bu gerçeği hiçe sayandır.

Filmi gazilerle izlemişsiniz...

- Evet... “Bir çatışma çıksa filmdeki gibi olurdu, bir yüzbaşı
olsa senin gibi olurdu, erler böyle davranırdı” gibi yorumlarda
bulundular. İşte o zaman “görevimizi yaptık” dedik.

Mete Yüzbaşı karakterini yaratma aşamasında, askerde arkadaşını kaybetmiş veya çatışmaya girmiş kişilerle görüştünüz mü?
- Gerek duymadım, çünkü zaten
etrafımda böyle kişiler var. Çatışmada arkadaşını kaybetmiş, şehre
döndüğünde hayata adapte olmakta zorlanmış arkadaşlarım, akrabalarım
var.

Bu filmden sonra askerliğe bakış açınız değişti mi?
- Ben hâlâ askerliğe sıcak bakıyorum. Okulum bitsin bir an önce
gideceğim, çünkü üzerimde bir sorumluluk var. Hani yapman gereken bir
şeyi yapmamışsındır, onun rahatsızlığı olur ya, öyle bir his...

Ölüm riski geliyor mu aklınıza peki?
- Vatan için can vermek bana hiç uzak gelmiyor.
Vatan için can vermezsen neye verirsin ki? Ailen için verirsin, o da
vatana dahildir zaten... Vatan için, bayrak için ölünmezse, o vatan
vatan olmaz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sinemaboard.forum.st
 
Mete Horozoğlu Röportajı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Sinema Board :: .:: Sinema Bölümü ::. :: Röportajlar-
Buraya geçin: